Demirci’nin Yüksek Rakımlı Mahallelerinde Hububat Hasadı

Demirci ilçesinde bulunan yüksek rakımlı 79 kırsal mahallede, buğday, arpa ve çavdar üretimi önemli bir geçim kaynağı haline gelmiştir. Sonbaharda tohumların ekilmesiyle başlayan hububat hasatı, hazirandan itibaren yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu bölgelerdeki hasat işlemleri, mahalleler arasında yardımlaşma ve dayanışma ile gerçekleştirilmektedir.

Çiftçiler, sabahın erken saatlerinde belirledikleri komşularının tarlalarına giderek hasat işlemlerine başlamaktadır. Tarlaların eğimli olması nedeniyle, hasatta genellikle orak ve tırpan kullanılmaktadır.

Sıcak havalara rağmen, çiftçiler tarlada işlerini senkronize bir şekilde sürdürmekte ve ara ara türküler söyleyerek iş yüklerini hafifletmeye çalışmaktadır.

Öğle saatlerinde dinlenmek için mola verdiklerinde, çiftçilere çocuklar soğuk su getirmektedir. Ayrıca, tarladaki ağaç gölgelerinde kadınlar tarafından yöresel yemekler hazırlanmakta ve birlikte yenmektedir.

Kadınlar, yemek hazırlığının yanı sıra tarlada kalan arpa ve buğday saplarını da toplamaktadır. Hasat sırasında toplanan ürünler, traktör römorklarına yüklenerek dirgen ve patoz makinesine verilmek üzere hazırlanmaktadır. Bu süreç, yaklaşık 40 gün sürmekte ve her aile hasadını yardımlaşma ile tamamlamaktadır.

“Beraber Sofraya Oturur, Beraber Çalışırız”

Ören Mahalle Muhtarı Yunus Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arpa ve buğday hasadının yıllardır komşular arasında imece usulüyle gerçekleştirildiğini belirtti. Hasadın haziran ortasında başladığını ve temmuz sonuna kadar devam ettiğini ifade eden Yıldız, “Mesai erken başlar, bir tarladaki iş bitince diğerine geçeriz. Beraberce yemek yer, beraberce çalışırız. Bu güzel geleneği çocukluğumuzdan beri yaşatıyoruz ve umarım gelecek kuşaklar da devam ettirir.” şeklinde konuştu.

Hoşçalar Mahallesi’nde yaşayan Hasan Sevgi ise çocukluktan beri tarlada çalıştığını söyledi. Geçmişte hasat işlerinin daha zorlu olduğunu belirten Sevgi, “Şimdi biraz daha kolay. Eskiden kızak veya kağnı arabasıyla hasat yapardık. O dönemlerde çok zorlu olurdu. Toprağın verdiği değer başka hiçbir şeyde yok. Bu günlere tarlalarda çalışarak geldik. En güzel yanı ise yardımlaşarak bu işleri yapmamız.” ifadelerini kullandı.